Yaklaşık bir aydır durmadan film izliyorum. Oscar'a aday olanların çoğunu arka arkaya izleme şansına sahip oldum ancak ''Saving Mr.Banks'' kadar hiçbiri bana keyif vermedi.
Adından ve sanından hiç bahsedilmediği için tesadüfen rastladığım bu film sanırım çocuk filmi statüsünde değerlendirildiği için pek sayın Oscar adayları seçicileri tarafından da ciddiye alınmamış, sadece en iyi film müziği dalında aday olabilmiş. Ama bence başta Emma Thompson olmak üzere filmin ciddi olarak hakkı yenmiş.
Hikaye; hep duyduğumuz, belki çocukken tv'de izlediğimiz, ama hafızalarımızda fazlaca da yer etmemiş Mary Poppins filminin çekim aşamalarını anlatıyor. Avustralyalı yazar P.L.Travers'ın yazdığı bu fenomen kitabın ve karakterlerinin öyküsü bir anlamda.
Film 1964 yılında Walt Disney tarafından çekilmiş. Neşeli günler filminden de anımsayacağınız Julie Andrews ile Dick Van Dyke adlı oyuncular başrolde yer almış.
Yazar hayal gücünün derinliklerinden bulup çıkarttığı karakterleri ile aslında kendi özyaşam öyküsünden yola çıkarak yazdığı kitabının bu dev Amerikan endüstrisi tarafından ziyan edilmesine ve kafasında canlandırdığından farklı yorumlanmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir.
Son derece aksi, huysuz, mutsuz, acı çeken ve yapayalnız yazarı canlandıran E.Thompson inanılmaz güzellikte bir oyunculuk sergiliyor. Sırf bunu görmek için bile filmi izlemek gerekir.
Diğer oyuncular da gayet meşhur... Tom Hanks Walt Disney'i canlandırıyor. Colin Farrell baba rolünde gayet başarılı. Ve diğer karakterler özellikle şoförü oynayan benim canım oyuncularımdan Paul Giamati ''Ralph'' karakterinde kısa rolünün hakkını sonuna kadar vermiş helal olsun ona.
Filmin açılış ve bitiş sahneleri tam olması gerektiği gibi, acayip keyif veriyor. Dram dozu gayet başarılı ayarlanmış... vs.vs.vs
Eeee... daha ne olsun ki... Bize de arkamıza yaslanıp bu muhteşem hikayenin içine süzülüp izlemesi kalıyor.
Düello dedik onu da açalım; Oscar adaylarından biri de ''August: Osage County'' filmindeki oyunculuğuyla benim baş gözdem Meryl Streep. ''Violet'' rolüyle gene yapmış yapacağını... Bu nasıl bir oyunculuk böyle yarabbim... Aslında hep onun kazanması gerekir ama diğer oyuncuların hevesi kırılmasın diye arada sırada onlara da
veriyorlar Oscar Amca'yı...
Emma T. da, İngiliz oyuncularının ayrı bir tadı olduğunun bir numaralı göstergesi olarak sinema tarihinin raflarında yerini almış. Az daha çabalasa Meryl ile atbaşı konumuna gelebilecek kapasitededir.
Ama ne yazık ki en iyi kadın oyuncu Oscar'ına aday gösterilmediği için
mağluptur bu yolda galip...
Her ikisinin de daha uzun yıllar hayat verecekleri karakterleri izlemek bize keyif ve de şeref verecektir. Nazar değmesin onlara...
