Tirilye limanından başlayan zorlu deniz yolculuğumuz Marmara Adası (Asmalı), Avşa Adası derken Gökçeada Kaleköy'de son buldu.
Teknemiz 'Gusto'ya bayramdaki bu gezimizde 'Solana' teknesi eşlik etti. Oldukça keyifli, heyecanlı, biraz da yorucu bu deniz yolculuğunun en güzel ödüllerinden biri de adadaki 'Nusretbey Şarapçılık' ve nezdinde Nusret Bey'i tanımaktı.
Adanın güzellikleri, Rum köyleri, bakir koyları ve muhteşem coğrafyası ayrı bir yazı konusu olabilir.
Adanın merkezindeki satış reyonunda bizi karşılayan Nusret Bey, minyon görünümlü, insana huzur veren sakinliği, her ne kadar uslanmaz bir öğrenciyim dese de bilgeliği ile insanı şaşırtan bir girişimci.
15 yıl öncesine dayanan Gökçeada macerası aslında henüz başlamış görünüyor.
Sayısız yatırım ve insanı hayrete düşüren çılgınca projeler, tek tek kendisinden dinliyoruz, sakin sakin anlatıyor, yorulmadan...
Dik patikaları çıkarken, tırmanırken, yürürken devamlı anlatıyor.
330 dönüme yakın yüksek bir plato burası. Tamamen gezmeniz imkansız. Ama deniyoruz.
Nusret Bey daha uçuk projelerini anlatıyor. Üretimdeki modernizasyonun henüz başladığını, bu seneki dolunun bağı tamamen bitirdiğini ve bu yıl üretim yapamayacaklarını...
Hiçte üzülmüş gibi değil aslında. Kendisi de biliyor henüz şaraplarının iddialı olmadığını. Kendimizi yeniliyoruz diyor, Agro turizm yapacağız diyor. Gastro turizm için altyapı yatırımlarından, plato üzerindeki roller coaster projesinden, cruise gemi turlarının bir parçası olacaklarından, organik tarım ürünlerinin, meyve sularının ve reçellerin pazarlamasından, butik otel konseptinden, organik mutfak temalı restauranttan, 'ETİS' sertifikalı zeytin ve zeytinyağından ektikleri binlerce nar ve ceviz ağacından... anlattıkça anlatıyor.
Bazıları ütopik gibi görünse de görünen köy klavuz istemez misali yapılanlar ipucu veriyor.
Nusret Bey'i izlemek lazım.
Araştırıyor, geziyor, sentezliyor ve projeler üretiyor.
Don Kişot mu desek, şövalye mi bilemedik?
Platonun mikroklimasından çok etkilenmiş ki Nusret Bey üniversiteye araştırmaları için öneri götürmüş. Ayrıca yurtdışı organizasyonları için altyapı çalışmaları da yolda diyor.
Uzun soluklu bir yolculuk gibi görünse de ben sabırla izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle üretecekleri kaliteli şaraplar bu çılgın projelerin en önemli taşıyıcısı olacaktır.
Şarap üretimindeki modernizasyonu beklemek gerek. Yeni rekoltelerdeki tadımlar Nusret Bey'e yol gösterecektir.
''Nusretbey Şarapları''nı Gökçeada mikroklimasını hissetmek için biyodinamik ölçekte değerlendirip tatmak en önemlisi.
Etkileyici biyografisi ile bu çılgın beyefendiyi tanımaktan oldukça memnun limandan ayrılırken bu projelerin gerçekleşmesini umut ederek kadehlerimizi Nusret Bey ve ailesine kaldırdık.
Orhan abi geçen akşam bu siteden ve yazılarından karşılıklı sohbet etmiştik. Doğrusu bir yazı ve anlatım tarzı kafamda vardı. Ancak konuşur akıcılıkta ve yalın ama kesinlikle fikir veren gözlemlerle çok hoş bir sürpriz oldu. Bu vesileyle şunu da öğrenmek isterim, şaraplar her ne kadar genç ve henüz istenen kıvamda olmasa da üzümler ve kupajlar hakkında bir şeyler paylaşırsan çok memnun olurum. Gökçeada bu konuda Bozcaada nın gölgesinde bu nedenle de daha fazla detay öğrenmeyi çok isterim. Eline sağlık.
